Diplomamı uzun süredir kullanamadığım için ve kendime başka bir meslek bulduğum için satışa çıkarmış bulunmaktayım. Diplomama fotoğrafta gözüktüğü gibi tertemiz ,yıpranmamış ve orijinal hologramlı bir diploma olup piyasada alınabilecek ,en iyi üniversitelerin vermiş olduğu Gıda Mühendisi diplomasadır.
Türkiye koşullarında bu diploma'nın geçerliliği kalmadığı için çok düşük bir fiyata, sadece ama sadece 1TL'ye satıyorum.
Ürün Özellikleri :
Bu diploma ile Özel sektörde çalışmak isterseniz uzun bir süre asgari ücretle (701,1TL) çalışmak zorundasınız. Her ne kadar Gıda Mühendisleri odası asgari gıda mühendisi ücretinin 2500TL civarı bir rakam olduğunu söylesede sakın ola inamayın. Kimse o parayı size vermez çünkü aldığınız maaşı denetleyen yasal bir düzenleme yok.
Bu diploma ile devlette Gıda mühendisi olarak çalışmanız için KPSS'de çok ama çok yüksek puan (87-100) almanız gerekir. KPSS atama puanları, öyle ziraat mühendislerinin ve veterinerlerinki gibi 50 -60 puanlara düşmez çünkü ; Gıda, Tarım veHayvancılık Bakanı kendini ziraat mühendisliği ve meslektaşları olan veterinerlere adamış olan bir bakandır.Bakanımız: Türkiye'de Gıda Mühendisliği Fakültesinin olduğundan haberi olmayan ya da görmemezlikten gelen gelmiş geçmiş , eşi nadir bulunan bakanlardandır.
Bu diplama ile kariyer yapmayı düşünüyorsanız, yolun başındayken vazgeçin bence çünkü; yaptığınız ve yapacağınız bilimsel araştırmaları hesaba alacak muhatap bulamazsınız.Gıda güvenliği ile ilgili bir televizyon programı olur , veterinerler, ziraat mühendisleri doktorlar, diyetisyenler vs. programa davet edilir Gıda Mühendisleri davet edilmez.Doktorun biri çıkar, süt içmeyin yoğurt yaparken bir tutam toprak kullanmak gerekir der, Gıda mühendislerini hiçe sayar ve ünlü olur ama Gıda mühendisleri odası bu konuda açıklama yapar basından ilgi görmez.
Ödeme ve Kargo Seçenekleri:
Ödemeyi zahmet olacak ama 4 parça halinde 1) Gıda , Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına 2) Gıda Mühendisleri Odasına 3) Doktorlar Programı Kanal D Yapım Yönetmenine 4) Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesine ayrı ayrı 0,25 TL tutarında yatırılması gerekmektedir.
Kargo Seçenekleri: Tüm kargo şirketleriyle anlaşmamız olup ürün fiyatına kargo bedeli dahildir.
Garanti Şartları: Bu ülkede hiçbir mesleğin garantisi olmadığı gibi bu diplomanın garantisi de yoktur.Bu diplomayı alırken gıda mühendisliği, insanoğlu varoldukça gıda tüketildikçe geçerliliği olan bir meslek demişlerdi ama ülkemizdeki insanoğulları bu mesleğe hakkettiği değeri vermediği için geçersiz bir meslek oldu ne yazık ki! Bu nedenlerle diplomama garanti veremem ve geri iade alamam. -------------------------------------------------------------------------- Not: Diploma ilanının ilk gününde 2444 ziyaretci sayısına ulaşması nedeniyle ; mesajımın bir çok insana ulaştığını tahmin ediyorum. Bu ilanı anlayana sirvisinek saz anlamayana davul zurna az!
639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye konan ek bir madde ile TRT ve ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolara, ayda en az 90 dakika gıda güvenliği, gıda güvenilirliği, bitki ve hayvan sağlığı ile toprak koruma konularında yayınlar yapma zorunluluğu getirildi.
Bu yayınlar, asgarî otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:00-22:00 saatleri arasında yapılacak ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na teslim edilecek.
Bu saatler dışında yapılan yayınlar, aylık doksan dakikalık süreye dâhil edilmeyecek. Bu programlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları veya sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanacak.
Bu yayınlar için herhangi bir bedel ödenmeyecek ve yayınların ve sürelerinin denetimi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca yapılacak. Uygulama 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek.
Son dönemlerde yaşanan 'çocuklarınıza çiğ süt içirmeyin' polemiğine Prof. Dr. Barbaros Özer de katıldı.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barbaros Özer, 'çiğ süt içerek sütün doğal niteliklerinden olabildiğince yüksek düzeyde yararlanma' yaklaşımının ütopik ve mantık dışı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özer, "Çiğ sütün üstünlüğünün vurgulanması kabul edilemez bir yaklaşımdır. Halkımızın bu mesajları çiğ süt tüketiminin zararsız olduğu şeklinde algılaması durumunda olabileceklerin boyutu tahminlerin ötesindedir" dedi.
Çiğ süt tüketiminin yararlı olduğu şeklinde yanlış algılar olduğunu belirten Prof. Dr. Barbaros Özer, Türkiye'de iyimser bir yaklaşımla çiğ sütün mikroorganizma yükünün 1 milimetrede 1 milyon bakterinin üzerinde olduğunu, bu oranın AB normlarındaki karşılığının ise 1 milimetrede en fazla 100 bin bakteri olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özer, "Sağım teknolojisinin yeterli olmadığı, kayıt dışı süt üretimin yaygın olduğu ve sağım sonrası hijyen konularının dikkate alınmadığı ülkemizde çiğ sütün üstünlüğünün vurgulanması veya süte alternatif süt ürünlerinin tüketiminin önerilmesi kabul edilemez bir yaklaşımdır. Halkımızın bu mesajları çiğ süt tüketiminin zararsız olduğu şeklinde algılaması durumunda olabileceklerin boyutu tahminlerin ötesindedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Barbaros Özer, çiğ süt ve çiğ sütten üretilen ancak yeterli süre olgunlaştırılmayan peynirlerin brusella, listeriosis, tüberküloz hastalıklarına davetiye çıkardığını söyledi. Prof. Dr. Özer, "Çiğ sütten üretilen peynirlerin olgunlaştırılmadan tüketimi ile brusellaya yakalanma ve buna bağlı hamile kadınlarda düşük vakaları konusunda basit bir araştırma yapıldığında konunun boyutu daha net anlaşılabilecektir. Süte ısıl işlem uygulaması pastörizasyon veya UHT sterilizasyon ile sütte doğal olarak yer alan ve insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik işlemdir ve bütünüyle zararsızdır" dedi.
Sütün çiğ olarak içilmesi durumunda faydalarından daha fazla yararlanılacağı yaklaşımının mantık dışı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Barbaros Özer, şunları kaydetti:
"Süte uygulanan ısıl işlem sütte en fazla vitaminler üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Ancak, süt teknolojisi, bağımsız bilim dalı olarak işlev görmeye başladığı 1900'lü yılların başından bu yana sütün temel bir vitamin kaynağı olarak görülmediği bilinen bir gerçektir. Çiğ süt içerek sütün doğal niteliklerinden olabildiğince yüksek düzeyde yararlanma yaklaşımı ütopik ve mantık dışıdır. Homojenizasyon işlemi sırasında sütün yağ parçacıkları daha küçük boyutlara parçalanmakta, süt yağı sütün her yanına eşit olarak dağılmakta ve süt yağının sindirimi kolaylaşmaktadır. Bu arada kaymak bağlama süresi de uzadığından süt görsel çekicilik kazanmaktadır. Dolayısıyla homojenizasyon sütün besin değerine zarar verici bir uygulama değildir."
Koruma Bölümü Fitopatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nuh Boyraz, “Bekleme süresi 14-15 gün olan ilaçlar verilip, akşam hasat edilerek soframıza gelen ürünler var bu ülkede. Pazara gelen üründe pestisit (zirai ilaçlar) denetimi yok” dedi.
Boyraz,yaptığı açıklamada, zararlı böcek ve hastalıklarla zamanında, doğru mücadelenin büyük önem taşıdığını söyledi.
Hastalıklara karşı kimyasal ilaç kullanımının, üreticinin en son başvurması gereken bir yöntem olduğunu belirten Boyraz, “Avrupa ülkelerinde ürün yetiştiriciliğinde kimyasal ilaçlama yöntemine en son başvurulurken Türkiye'de ise tam tersi bir durum söz konusu” dedi.
Üreticilerin, gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, hastalık ve zararlı böcekler, üründe ekonomik düzeyde bir kayba neden olacaksa, o zaman ilaçla savaşı önerdiklerini anlatan Boyraz, ilaçların bilinçsiz kullanılmasının, insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.
Bazı kimyasal ilaçların, hastalığı önlemesi için ürün üzerinde belli bir süre kalması gerektiğini, ancak ürünün bekleme süresi olan ilaç atıldıktan hasada kadar geçen sürenin dikkate alınmadığına dikkati çeken Boyraz, şunları kaydetti:
“Kimyasal madde kalıntılarının önlenmesi için kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturulması lazım. Ürünü, bekleme süresi 14-15 gün olan ilaçlar verilip, akşam hasat edilerek soframıza gelen ürün var bu ülkede. Çünkü, pazara gelen üründe pestisit denetimi yok. Biz dış ülkelere ürün gönderirken bunun denetimini yapıyor ancak kendi ülkemizde bu ürünlerin denetimini yapmıyoruz. Dış ülkeler, pestisit kalıntı analizleri yapmadan ülkesine mal almıyor. Çünkü benim insanım değerli diyor ve kendi laboratuvarlarında yaptıkları analiz değerlerini dikkate alıyorlar.”
Üründeki bazı ilaç kalıntılarının yıkama ve kabuk soyma yöntemiyle de temizlenemeyeceğini dile getiren Boyraz, “Bazı ilaçlar sistematiktir. Bu ilaçlar bitki öz suyuna geçer ve ürünün yıkanması veya kabuğunun soyulmasıyla temizlenmez. İnsan vücuduna giren ilaçlar, dolaşım sindirim ve sinir sistemlerini etkileyerek, kronik zehirlenme, kanser, üreme ve anormal doğumlar gibi ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Ayrıca, kimyasal ilaçlar, zamanında ve yerinde kullanılmazsa, yer altı sularını kirletmekte, etraftaki faydalı böcek, arı ve diğer canlılara zarar vermektedir” diye konuştu.
Nasıl önlenir Doç. Dr. Boyraz, meyve ve sebze hallerine pestisit kalıntı analiz laboratuvarların kurulmasının gerekli olduğunu, burada ürünlerin, günübirlik kalıntı analizlerinin yapılmasının gerekli olduğunu bildirdi.
İhracata yönelik firmaların danışmanlık sistemiyle çalıştıklarını ve bu sistemin tüm çiftçilerin uygulaması gerektiğini açıklayan Boyraz, “Kalıntı nedeniyle her hangi bir sorun olursa bunun sorumlusu bu danışmanlık şirketi olması gerekiyor. Böylece çiftçiler de bilinçli bir üretim yaparlar” dedi.
Üreticinin de, sağlıklı tohum kullanması, dayanıklı çeşitlerin kullanılması, dengeli gübreleme yaparak kalitenin artacağını hem de verimin yüksek olacağını anımsatan Boyraz, kimyasal ilaçlamanın alternatifleri arasında, kültürel, fiziksel, hukuksal mücadele yöntemleri de olduğunu söyledi.
Bitki hastalıklarının çoğunun dış ülkelerden geldiğini savunan Boyraz, şöyle devam etti:
“Özelikle dış karantina uygulamalarının çok sıkı olması lazım. Mesela domatesteki tuta hastalığı domates güvesi dediğimiz ülkemize yeni giren bir zararlı. Patatesteki kanser hastalığı nedeniyle Niğde ve Nevşehir bölgesinde 150-200 bin dekarlık alanda patates üretilemiyor. Bu hastalığın görüldüğü tarlalarda üretim yasaklandı. Bu tür hastalılar, 2000 yılına kadar ülkemizde yoktu ama dış ülkelerden gelen tohumlardan girdi.y
21.12.2011 tarihinde Odamız Yönetim Kurulu Üyeleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Dr. M. Mehdi EKER`le TBMM`de bir görüşme yapmıştır.
21.12.2011 tarihinde Odamız Yönetim Kurulu Üyeleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Dr. M. Mehdi EKER‘le TBMM‘de bir görüşme yapmıştır.
İzmir Milletvekili meslektaşımız Sn İlknur DENİZLİ‘nin katkı ve katılımıyla gerçekleşen görüşmede; gıda mühendislerinin istihdam sorunları başta olmak üzere mevzuat uygulamaları gibi gündemde yer alan sorunlarımız hakkında görüşme yapılmış ve Sayın Bakana Odamız görüşleri iletilmiştir. Sayın Bakan, karşılıklı görüşmenin ve iletişimin önemine değinerek, görüşmelerin sürdürülmesine açık olduğunu ifade etmiştir. Özellikle, zorunlu istihdam kapsamı dışında kalan gıda işletmelerine yönelik ‘Gıda Danışmanı‘ uygulaması konusunda yapılabilecekler ile mevzuattan kaynaklı sıkıntılara yönelik önerilerimizin ayrıntılı bir şekilde kendine sunulmasını istemiştir.
Gıda mühendisleri tıpkı KPSS'de başarılı olduğu gibi , aldıkları eğitimle halkımızın sağlıklı ve güvenilir gıda tahsisinde başarı göstereceğine gönülden inanıyorum.
Gıda sanayinde diğer meslek gruplarına göre daha deneyimli olan gıda mühendisleri, gıda üretiminde yapılan tahşiş , ikame maddelerinin kullanımı ve birçok üretim hilesini tesbit ve analizini yapacak eğitimler aldığı için gıdaların denetiminde daha çok söz sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde denetimler hem sayıca az yapılmakta ve büyük çoğunlukla kağıt üzerinde gerçekleşmektedir.
Bakanlığın biz gıda mühendislerini gözardı ettiği sürece ülkemizde gıda kaynaklı zehirlenmelerin ve üretiminde kontrolsüzce kullanılan kanserojen katkı maddelerinden ve uygun üretim koşullarının sağlanmamasından kaynaklanan kanser vakalarının sayısının artacağından emin olabilirsiniz. Bunu neye dayanarak söylüyoruz;
Gıda sektöründe deneyim sahibiz ve tüketicilerinin görmediği üretim koşullarına mesleğimiz gereği şahit oluyoruz. Piyasada halkın sağlığını yok sayan, sadece ama sadece üretim maliyetini nasıl düşürürüm, nasıl daha çok kar ederim düşüncesiyle üretim yapan firma var ki, haberlerde gördüğümüz gıda zehirlenmeleri, kanser vakaları bizi şaşırtmıyor açıkcası.
Sizi ikna etmek için somut bir örnek vereyim isterseniz: üç ay gibi çok kısa bir süre çalıştığım x firmasında , yurtdışına ihracat yaptıkları y ürünü ile ilgili ingilizce yazılmış müşteri şikayetlerinin olduğu bir mail geldi, firma sahibinin ingilizcesi olmaması sebebiyle bu yazıyı çevirmemi istediler.Yazıda y ürünün ekşiliğinin çok fazla olduğunu ve aldıkları ürünü geri iade etmek istediklerini yazıyordu. Bu müşteri şikayetinin çözümü için yaptığım araştırmada y ürününe maliyeti düşürmek amacıyla y ürününe üçte iki oranında z ürünü katıldığını ve ürünün %100 doğal y ürünü olarak satıldığını tesbit ettim. Yaptığım analizlerde de kansorejen madde olarak bilinen z değerinin limit değerinin yaklaşık 10 katının olduğunu gördüm. Kısacası bu vakada gıda mühendisi olarak dahi yapılan tağşişin farkına varmada zorluk çekerken tüketicinin nasıl tükettiği gıdadan emin olabileceğini tahmin edemiyorum. Şunu da eklemek istiyorum firma yapılan bu tağşişten hiçbir cezai hüküm görmeyip, ayıplı mallarını yurt içinde pazarlamıştır.Halkımız evinde bu analizleri yapamayacağı ve denetimlerinin yetkili ve konusunda uzman kişiler tarafından yapılmadığı için z maddesini tüketen halkımız kanser olmaktan kurtulamayacağını üzüntüyle belirtmek isterim.
Sonuç olarak biz gıda mühendisleri kamuda istihdam edilmeyerek hiçbir şekilde kaybetmeyiz.Ülkemizde her ne kadar insan sağlığını düşünmeyen firmalar olsada,kalitesi ve üretim şartlarını uluslararası standartlarına taşımaya çalışan firmalarımız var ve bu işletmelerde büyük görevler üstlendik ve üstleneceğiz.Her ne kadar bizi hesaba almayan bakanlıklarda olsa, insanoğlu varoldukça ve gıda tüketildikçe biz işsiz kalmayız ama olan halkımızın sağlığına olur ,olan gelecek nesillerimize olur !
Saygılarımla...
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, gıda güvenilirliği açısından tüketicinin korunmasını sağlamak amacıyla gıda işletmecisinin, gıdanın birincil üretiminden son tüketiciye arzına kadar uyması gereken gıda hijyenine ilişkin genel kuralları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; gıda işletmecisinin birincil üretim aşaması dahil üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamalarında gıda hijyenini sağlamak üzere uyması gereken genel hijyen kuralları ile sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsar.
(2) Bu Yönetmelik, ithalat ve ihracat kontrolleri ile Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinin uygulandığı gıda işletmecileri için de geçerlidir.
(3) Bu Yönetmelik;
a) Kişisel tüketim amacıyla birincil üretime,
b) Kişisel tüketim amacıyla gıdanın hazırlanması, işlenmesi ve depolanmasına,
c) Üreticisi tarafından küçük miktarlardaki birincil ürünlerin son tüketiciye veya son tüketiciye doğrudan satışını yapan yerel perakendecilere doğrudan arzına,
ç) Sadece, jelatin ve kolajen üretimi için hammadde sağlayan ve tanım gereği gıda işletmesi kapsamında olan toplama merkezleri ve tabakhanelere,
uygulanmaz.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik,
a) 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 22 nci, 24 üncü, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, 30 uncu, 31 inci, 32 nci ve 34 üncü maddelerine dayanılarak,
b) 852/2004/EC sayılı Gıdaların Hijyenine İlişkin Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğüne paralel olarak,
Gıda Mühendisleri seslerini duyurmak amacıyla 14.12.2011 tarihli Sabah gazetesinde verdikleri ilanda: Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah GÜL'e , Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a ve Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehmet Mehdi Eker'e mesajlarını iletmeye çalıştılar.
Bu haber ile bu ülkede sadece kamuda çalışan kesim olarak bilinen öğretmenlerden ziyade mühendislerin de olduğu ve mühendislerin de en az öğretmenler kadar kamuda istihdam konusunda sıkıntı çektiklerini göstergesi olmuştur.
Popüler meslek olarak bilinen Gıda Mühendisliği ;gıda üretimi ve tüketimi olduğu ve insanoğlunun varolduğu sürece popülerliğini yitirmeyeceği bir meslektir. Bakanlığın ve Hükumetimizin , halkımızın sağlığını ve tükettiğimiz gıdaların güvenirliğini tahsis etme konusunda Gıda mühendislerine daha çok önem vererek Bakanlığın bünyesindeki çok az olan (yaklaşık%16) gıda mühendislerinin sayısını artırması gerektirmektedir.
Gıda Mühendislerinin sorunlarına kayıtsız kalmayan Çanakkale CHP Milletvekili sayın Mustafa Serdar SOYDAN güvenli gıdanın üretimi, temini, kontrol ve denetiminde büyük rol oynayacak Gıda Mühendislerinin kamuda yeteri kadar istihdam edilmediğini belirterek , Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olan Sayın Mehdi Eker'e Soru önergesi vermiş ve Gıda mühendislerinin sorunlarını meclise taşımıştır.
Milletvekilimizin verdiği Soru Önergesi: TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
M.Serdar Soydan
Çanakkale Milletvekili
Gıda mühendisliği mesleği, insanımızın sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için temel ihtiyacı olan güvenli gıdanın üretimi, temini, kontrol ve denetiminin sağlanması açısında yaşamsal önemi bulunmaktadır.
Bu doğrultuda;
1-Bakanılığın mevcut yapılanması doğrultusunda çok az sayıda istihdam ettiğiniz gıda mühendisleriyle yurttaşlarımızın gıda güvenliğini üretimden tüketime her aşamada tam olarak sağlandığınızı düşünüyor musunuz, düşünmüyorsanız bu konuda neler yapmayı düşünüyorsunuz?
2-Tarlada ve ahırda danışmanlık görevi yapmak üzere ‘ Tarım Danışmanı’ adıyla istihdam edilen ziraat mühendisleri ve veteriner hekimleri gibi ‘ Gıda Danışmanı’ adıyla gıda mühendislerinin bakanlığınız bünyesinde ülkemizin dört bir köşesinde istihdam edilmesi konusunda bir çalışmanız var mıdır?
3- Gıda denetim hizmetlerinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması için Bakanlığınız bünyesinde gıda mühendisi sayısını artırmayı düşünüyor musunuz?
CHP Milletvekili sayın Mustafa Serdar SOYDAN
Mustafa Serdar Soydan, 7 Kasım 1957'de Çanakkale Ezine Akköy'de doğdu. Babasının adı Mehmet Besim, annesinin adı Nuran'dır. Gıda Mühendisi; Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü bitirdi.
Çanakkalespor Kulübü Başkanlığı ve Çanakkale Dardanelspor Kulübü Yöneticiliği yaptı. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Üyesi, (ÇASİAD) Çanakkale Sanayici ve İşadamları Derneği Kurucu Üyesi oldu. İnşaat müteahhidi olarak çalıştı. Çanakkale Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı yaptı.
İngilizce bilen Soydan, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Son yıllarda Gıda mühendisleri, mesleklerine gereken önemin verilmesi için ve bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın dikkatini çekmek için mail , faks , mektup vb. iletşim kanallarıyla mesleklerinin önemini anlatmaya çalışsalar da yeteri kadar seslerini duyuramadılar.Gıda Mühendisleri Odası da bu konuda her ne kadar ilgili gözükse de meslektaşlarını temsil etmede yetersiz kalmıştır. Gıda Mühendisleri 2010 kpss'den , aldığı yüksek kpss puanlarının heba olmaması için son çare olarak Tirajı yüksek olan gazetelere ilan vermek için girişim başlatmıştır. Memurlar.net forumunda ve kurulan Facebook grubunda açılan ortak hesap numarası ile ilan için para toplanmaktadır.
Gıda Mühendisleri'nin Gazete ilanı: SN. RECEP TAYYİP ERDOĞAN
VE
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANIMIZ SN. MEHMET MEHDİ EKER’E
AÇIK MEKTUPBizler Gıda Mühendisleri olarak halkımızın daha sağlıklı , daha güvenilir gıda tüketmesi ve ülkemizde AB standartlarında gıda üretiminin ve gıda denetiminin gerçekleştirilebilmesi için kamuda istihdam edilmesi gereken meslek grubu olduğumuza inanıyoruz.Binlerce Gıda mühendisi işsizken Gıda Denetiminin ancak yaklaşık % 16sı Gıda Mühendislerince yapılmaktadır.Sayın Başbakanımızın ve Sayın Bakanımızın bu konudaki duyarlılıklarına dayanarak kamudaki gıda mühendislerinin sayısının arttırılmasını bekliyoruz.
YÜKSEK PUANLARLA ATAMA BEKLEYEN TÜM GIDA MÜHENDİSLERİ ADINA
Saygılarımızla…
Gazete ilanına yardım edecekler için banka hesap bilgileri:
Gıda mühendislerinin yıllardan beri süregelen kamuda istihdam sorunu; bu meslek grubundaki insanlar tarafından yıllarca dillendirilmesine rağmen çözüme kavuşturulamamıştır.Bu mesleğe sahip çıkacak asıl yetkili olan ;Gıda Mühendisleri odasının pasifliği ve odanın amacını aşıp siyasi görüş belirterek hükümetle zıtlaşması sebebiyle arada kalan gıda mühendisleri olumsuz etkilenmekte ve gıda güvenliğinde büyük rol oynayabilecek; Gıda Mühendisliği, hakkettiği değeri görememektedir.Hükümetin , Bakanlığın bu soruna bilimsel olarak yaklaşmasını ve doğru işe doğru insan politikasıyla çözüme kavuşturması beklenmektedir .
Gıda mühendisleri son zamanlarda artan gıda zehirlenmelerine , denetimlerin nitelik ve nicel olarak eksikliğini vurgulayarak :" Güvenilir Gıda için Gıda Mühendisi İstihdam edin."sloganıyla internetteki çeşitli sosyal ağlarda seslerini duyurmaya çalışmaktadır.Gıda mühendisleri gıda üretim yerlerinin denetiminin kısa süreli eğitimlerle gerçekleştirilmeyeceğini bu konuda diğer meslek gruplarına göre daha etkin rol oynayacağını düşünmektedir. Gıda Mühendisleri Bakanlıktaki denetçi kadrolarının gıda mühendislerine devredilerek şu anda denetçi olarak çalışan diğer meslek grubundaki personelin ise kendi dalında daha etkin rol oynayabileceği kadrolara yerleştirilmesini ve bakanlığın bundan sonraki personel ihtiyacını karşılarken profesyonel insan kaynakları yönetimleri ilkesini gözeterek karşılamasını istemektedir.
Gıda mühendisleri yukarıda belirtilen sorunlarını milletvekillerine mail göndererek bu konuya dikkat çekmeye çalışmaktadır.
Bu maillerden örnekler
1
Sayın Vekilim,
Bizler GIDA MÜHENDİSİ olmak için senelerimizi harcadık. Maddi manevi birçok özveride bulunduk. Kimimiz okuyabilmek için part-time çalıştık, kimimiz kıt kanaat geçinerek okullarımızı bitirdik. Sabahlara kadar sınavlara çalıştığımız günler oldu. Yine de umutluyduk. Harcadığımız emeğe değdiğini düşünmüştük. Artık bir mesleğimiz vardı. Hem de çok gerekli olduğunu düşündüğümüz bir meslek. Çünkü gıda demek sağlık demek, sağlık demek gıda demekti. Üstelik üretim yerlerinin sayısına ve nüfusumuza oranla gıda denetçi sayısı da çok yetersizdi. Ekmek parası için özel sektörün sömürüsüne boynumuzu eğdik, mecburduk. Çünkü birçok arkadaşımız işsiz olduğundan iş bulabilen şanslı kesimdeydik. Buna ne kadar şans denirse. Çünkü işverenler ne kadar gerekli olduğumuzu bilmiyordu ve sadece diplomamız için bize iş veriyordu.
Biz de şansımızı KPSS sınavında deneyelim dedik. Hatta 100 tam puanla 1. bile çıkarttık. 1500 civarı arkadaşımız 80 ve üzeri puan aldı. Sonra bize gerek olmadığını ve 3-4 günlük kurslarla gıda denetçisi olunabileceğini öğrendik. Bu birkaç günlük kurslar 4 yıllık eğitimi karşılar mıydı? Yorumu size bırakıyorum.
Bizler GIDA MÜHENDİSİ olarak sizden çok bir şey istemiyoruz. Gıda konusundaki bilgi ve donanım üstünlüğümüzün bir karşılık bulmasını, harcadığımız emeklerin görmezden gelinmemesini ve bakanlığımıza yeterli sayıda gıda mühendisi alınmasını talep ediyoruz. Artık biz de bir hayat kurmak istiyoruz.
Güvenilir gıda için GIDA MÜHENDİSİ istihdam edin.
Yüksek puanlarla halen atama bekleyen tüm GIDA MÜHENDİSLERİ adına,
Saygılarımızla...
Sayın Vekilim,
Ülkemizde pek çok sözde ''muadili'' bulunan GIDA MÜHENDİSLERİ çağdaş ülkelerde mesleğimizin gördüğü değeri geç de olsa görmeyi beklemektedir. Bizlerin görevini yapabilmesi sizlerin güvenilir gıda tüketmeniz anlamına gelmektedir. Gıda denetiminde çok büyük açık bulunan ülkemizde çoğunluğu azımsanamayacak bir kesimin başlıca besin kaynağı olan ekmeğin bile güvenilirliğinin sorgulandığı bir noktada güvenilir gıda ürettiğimizden söz etmemiz mümkün değildir.
Ülkemizde denetçi olarak kadro almış gıda mühendisi sayısı 1000'e bile ulaşamamıştır. Şimdi düşünelim ülkemizin nüfusu 70 milyonu orta ölçekte gıda işletmelerinin sayısı da 500.000'i geçmektedir; 1000 adet denetçi gıda mühendisi sabahtan akşama kadar denetim yapmış olsa bu işletmelere yılda bir defa bile sıra gelmez. Bu kadar kısıtlı sayıda yapılabilen denetimlerle halkın güvenilir gıda tüketmesi mümkün olamaz.
Başarılı bir grup olduğumuzu KPSS'den birinci çıkararak ve 80 puanın üzerinde halen atama bekleyen 1500'e yakın gıda mühendisi sayısıyla kanıtlamış olduk. Sizden hakkımız olan yeterli sayıda kadronun bizlere verilmesini talep ediyoruz.
Güvenilir gıda için GIDA MÜHENDİSİ istihdam edin.
Yüksek puanlarla halen atama bekleyen tüm GIDA MÜHENDİSLERİ adına,
Saygılarımızla...
Sayın Vekilim,
Sadece tek bir birey olarak düşüncelerimi ifade etmeyeceğim çünkü biliyorum ki benim gibi düşünen binlerce meslektaşım var. Bizler Gıda MÜHENDİSLERİ olarak gerek okul döneminde, gerek özel çalışma koşullarında, gerekse KPSS sınavında göstermiş olduğumuz başarıyla artık verdiğimiz emeğin, azmin, uğraşın karşılığını görmek istiyoruz. 3-4 günlük eğitimle gıda denetçisi olmaya hak kazanmak ne kadar adil bir durum? Artık durum o kadar vahim bir hale geldi ki, GIDA MÜHENDİSİ olarak hiçbir değerimiz kalmadı maalesef.
KPSS sınavında 1500’ ün üzerinde kişinin 80 ve üzeri bir puan alıp ama sadece çok az bir kısmının kamusal alanda istihdam edildiği de içler acısı bir durumdur. Hiçbir meslek grubuyla sorunumuz olmadığı gibi, zaman zaman odamızın göstermiş olduğu oda dışı yaklaşımları da tasvip etmediğimizi bilmenizi isteriz. Bizlerin yani yüksek puanlarla hala atama bekleyen binlerce GIDA MÜHENDİSİNİN tek isteği var! Artık sesimizin duyulması ve yeterli istihdamın kamuda sağlanmasıdır.
Mesleki bilgi ve birikimlerimizi en iyi şekilde aktarmak istiyoruz. Gıda denetimlerini artık profesyonel anlamda denetim işini yapacak biz GIDA MÜHENDİSLERİNE emanet etmenin zamanı geldi geçiyor! Sizlerden sadece, kamusal alanda daha fazla GIDA MÜHENDİSİ istihdamının sağlanması için kontenjanlarımızı artırmanızı bekliyoruz.
Yüksek puanlarla halen atama bekleyen tüm GIDA MÜHENDİSLERİ adına,
Saygılarımızla...
Sayın Vekilim,
KPSS Türkiye birincisinin GIDA MÜHENDİSİ olduğunu biliyor musunuz?
KPSS’den 80 puan üzerinde yaklaşık 1500 GIDA MÜHENDİSİ olduğunu ve halen atama beklediklerini biliyor musunuz?
Biz elimizden geleni yaptık, artık sıra sizde!
Bizler GIDA MÜHENDİSLERİ olarak Gıda Denetimi konusunda almış olduğumuz profesyonel eğitim ile devletimize hizmet etmek istiyoruz.
Güvenilir gıda için GIDA MÜHENDİSİ istihdam edin.
Yüksek puanlarla halen atama bekleyen tüm GIDA MÜHENDİSLERİ adına,
Saygılarımızla...
Gıda mühendisleri:" Meslek ONURU için 10 SARI ZARF GÖNDER ! " kampanyası ile istihdam konusunda yıllardır açık bir yara gibi kanayan yaralarına care bulmak amacıyla bu kampanyayı başlatmış ve sorunlarına Başbaka'nın dikkatini çekerek ; Gıda mühendisliği'nin sorunlarına duyarsız kalan sayın Mehdi Eker'i Sosyal devletin gereği olan işsizlikle mucadele ve fırsat eşitliğini gözetmesi için göreve çağırmaktadır. BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞANA GÖNDERİLEN MEKTUP ÖRNEĞİ:
Size iletmek istediğim sorun yalnızca benim değil, benim gibi sıkıntılardan muzdarip binlerce Gıda Mühendisi arkadaşımın müşterek sorunudur. Bugün ülkemizde gıda mühendislerinin bulunduğu nokta pek de iç açıcı değildir. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl Müdürlüklerinin bildirdiği gıda mühendisi ihtiyacı 2400 iken, her nedense alım 20-30’larla sınırlı tutulmaktadır. Ayrıca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda çalışan ziraat mühendisi sayısı 7.887, veteriner hekim sayısı 3.023 iken ihtiyaç olmasına rağmen gıda mühendisi sayısı sadece 746’dir. Gıda mühendisleri kesinlikle diğer meslek gruplarına alternatif bir meslek değildir. Ayrıca bakanlıkta Veteriner hekimlere ve ziraat mühendislerine ihtiyaç olduğunu biliyor ve onların istihdamı konusunda onlara da destek veriyoruz. Ama ismi değişen bakanlığımızda, anlayışında değişmesine bekliyoruz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlığında ne kadar ziraat mühendisi ve veteriner arkadaşa değer veriliyorsa biz de hak ettiğimiz noktaya gelmek istiyoruz. 2010 KPSS' ye 7.329 meslektaşımız girmiştir. 1.300 kişi 80 ve üzerinde puan almış, yüksek puanlarla açıkta kalmaktan üzüntülü fakat ümitle atama beklemektedir. Biz gıda mühendisleri olarak kadrolardaki bu dengesizliğin Bakanlığımız tarafından bir an önce giderilmesini ve üniversite eğitimimizin hakkını almak isiyoruz. DENETİMLİ GIDA İÇİN GIDA MÜHENDİSİ İSTİHDAM EDİN ! SAYGILARIMLA...
. AD SOYAD
GIDA MÜHENDİSİ
ADRES: Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Merkez Bina, B.Blok, P.K. 06640, Kızılay / Ankara
2010 KPSS'den bu yana bir hayli zaman geçti , bir yıldan fazla oldu, bu başarıyı birileri unutmuştur diye tekrar belirtmek istedik. Gıda mühendisleri'nin başarısı iki yılda bir yapılan KPSS B gurubu sınavlarında giderek artmaktadır ama bu başarıyı taçlandıracak alımlar olmamaktadır ne yazık ki! Alımlar özellikle adı değişen: Tarım Hayvancılık ve Gıda Bakanlığında az olunca doğal olarak Gıda Mühendisleri yüksek kpss puanlarıyla açıkta kaldı. Gıda mühendisleri ne zaman Bakanlık tarafından dikkate alınacak merak ediyoruz. Bu insanlar ne zamana kadar kpss çalışarak, tek tük açılan kadrolar için kendi aralarında mucadele edecek onu da bilemiyoruz.Aşağıda vermiş olduğum puanlara bakılacak olursa Gıda mühendisleri 90 ve üzeri puan alsa da atanamayacak; gidişat bunu gösteriyor ne yazık ki.!
Gıda Mühendiliği
Sınava Giren : 7329 kişi
80,214------------ 1301.Sıra
90,055------------155. sıra
80-90 arasında 1146 kişi
Ziraat Mühendisliği Sınava Giren : 6354 kişi
80,168----------151.Sıra
90,012----------- 7. Sıra
80-90 arasında 144 Kişi
Veterinerlik Sınava Giren : 7284 Kişi
80,007-------- 345. Sıra
90,246-------- 16.Sıra
80-90 arasında 329 Kişi
Bu Gıda mühendisleri ne iş yapar ki ! ne okurlar bu 4-5 yıl boyunca. Avrupa'da böyle bir meslek yokmuş ne diye bu bölüm açılmış ki Türkiye'de! Bu Gıda Mühendisleri hallerine bakmadıkları gibi devlette kendilerine kadro açılmasını istiyorlar (!)
Gıda denetcileri neden Gıda mühendislerinden olsun ki ! Bu işi "Sarı Çizmeli Mehmet Ağalar" hayli hayli yapıyor. Biskuvi ,Çikolata, Hubutat, Meyve Ve Sebze Teknolojisinden ve bizim bilmediğimiz birçok teknolojiden , üretim tekniklerinden anlayan Avrupalı! Veterinerlerimiz; tarımsal üretimi otomasyon sistemi ile tarlaya gitmeden uydu görüntüleri ile tarımsal üretimin artırmaya çalışan Ziraat mühendisleri ne güne duruyor! Çiftciye tarla başında eğitim vereceğine gıda üretim yerlerini denetlesin. Bu Gıda mühendisleri de kpss sektörüne para yatırıp ekonomiyi canlandırsın, boş zamanlarında ahçılık yapsın ya da özel sektörümüz geniş nasıl olsa ;asgari ücretin biraz yukarısındaki maaşla çalışıp zengin olsunlar değil mi ama (!)
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e; Sayın
Cumhurbaşkanımız bu mail size şikayet etmek ve ya dert yanmak için
yazılmış bir mail değil sadece tüm gıda mühendislerine yapılmış bir
haksızlığı dile getirmek ve mağduriyetimizi belirtmek için yazılmış bir
maildir. Yeni ismiyle GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
adından da beklendiği üzere bünyesinde elzem olarak gıda mühendisi
bulundurması gereken bir bakanlıktır.Bunun nedeni bu bakanlığın gıda
işletmelerinin denetim yetkisini de elinde bulundurmasıdır.Ancak bu gıda
işletmeleri denetim yetkisini bakanlık 2-3 günlük verdiği eğitim ile
görevleri ile hiç ilgisi olmayan ziraat mühendisleri ve veterinerlere
vermektedir. Bu nedenle denetimler layıkıyla yapılmamakta,yetersiz
kalmakta,eksiklikler oluşmaktadır.Her geçen gün toplumda
zehirlenmeler,ruhsatsız işletme çalıştırmalar artmakta ayrıca sürekli
işletmelerin denetimsizliğinden dolayı toplum haklı olarak
yakınmaktadır. Son günlerde denetimsizliğin eksikliği nedeniyle bazı
belediyeler yine 1-2 günlük eğitim ile meslek grubu ayırt etmeksizin
gönüllü gıda müfettişi sertifikası vermekte ve gıda işletmeleri denetimi
yetkisiz kişiler tarafından katledilmektedir. Bu da gıda mühendisliği
mesleğini hiçe saymak,yüksek KPSS puanı ile atanamayan genç gıda
mühendisleri olmamıza neden olmaktadır. Ziraat mühendisleri ve
veterinerler 50-60 KPSS puanı ile atanırken gerekli olduğu halde
bakanlık gıda mühendisi istihdam etmediği için 80-90 puanlarla işsiz
gıda mühendisleri her geçen gün çoğalmaktadır. Tüm gıda mühendisleri bu maili okuyup ilgileneceğinizi bildiği için siz Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmektedir. TÜM GIDA MÜHENDİSLERİ