24 Aralık 2011 Cumartesi

Sebze ve Meyvedeki Kimyasal Tehlike


Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki 

Koruma Bölümü Fitopatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nuh Boyraz, “Bekleme süresi 14-15 gün olan ilaçlar verilip, akşam hasat edilerek soframıza gelen ürünler var bu ülkede. Pazara gelen üründe pestisit (zirai ilaçlar) denetimi yok” dedi.











Boyraz,yaptığı açıklamada, zararlı böcek ve hastalıklarla zamanında, doğru mücadelenin büyük önem taşıdığını söyledi.

Hastalıklara karşı kimyasal ilaç kullanımının, üreticinin en son başvurması gereken bir yöntem olduğunu belirten Boyraz, “Avrupa ülkelerinde ürün yetiştiriciliğinde kimyasal ilaçlama yöntemine en son başvurulurken Türkiye'de ise tam tersi bir durum söz konusu” dedi.

Üreticilerin, gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, hastalık ve zararlı böcekler, üründe ekonomik düzeyde bir kayba neden olacaksa, o zaman ilaçla savaşı önerdiklerini anlatan Boyraz, ilaçların bilinçsiz kullanılmasının, insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.

Bazı kimyasal ilaçların, hastalığı önlemesi için ürün üzerinde belli bir süre kalması gerektiğini, ancak ürünün bekleme süresi olan ilaç atıldıktan hasada kadar geçen sürenin dikkate alınmadığına dikkati çeken Boyraz, şunları kaydetti:

“Kimyasal madde kalıntılarının önlenmesi için kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturulması lazım. Ürünü, bekleme süresi 14-15 gün olan ilaçlar verilip, akşam hasat edilerek soframıza gelen ürün var bu ülkede. Çünkü, pazara gelen üründe pestisit denetimi yok. Biz dış ülkelere ürün gönderirken bunun denetimini yapıyor ancak kendi ülkemizde bu ürünlerin denetimini yapmıyoruz. Dış ülkeler, pestisit kalıntı analizleri yapmadan ülkesine mal almıyor. Çünkü benim insanım değerli diyor ve kendi laboratuvarlarında yaptıkları analiz değerlerini dikkate alıyorlar.”

Üründeki bazı ilaç kalıntılarının yıkama ve kabuk soyma yöntemiyle de temizlenemeyeceğini dile getiren Boyraz, “Bazı ilaçlar sistematiktir. Bu ilaçlar bitki öz suyuna geçer ve ürünün yıkanması veya kabuğunun soyulmasıyla temizlenmez. İnsan vücuduna giren ilaçlar, dolaşım sindirim ve sinir sistemlerini etkileyerek, kronik zehirlenme, kanser, üreme ve anormal doğumlar gibi ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Ayrıca, kimyasal ilaçlar, zamanında ve yerinde kullanılmazsa, yer altı sularını kirletmekte, etraftaki faydalı böcek, arı ve diğer canlılara zarar vermektedir” diye konuştu.

Nasıl önlenir
Doç. Dr. Boyraz, meyve ve sebze hallerine pestisit kalıntı analiz laboratuvarların kurulmasının gerekli olduğunu, burada ürünlerin, günübirlik kalıntı analizlerinin yapılmasının gerekli olduğunu bildirdi.

İhracata yönelik firmaların danışmanlık sistemiyle çalıştıklarını ve bu sistemin tüm çiftçilerin uygulaması gerektiğini açıklayan Boyraz, “Kalıntı nedeniyle her hangi bir sorun olursa bunun sorumlusu bu danışmanlık şirketi olması gerekiyor. Böylece çiftçiler de bilinçli bir üretim yaparlar” dedi.

Üreticinin de, sağlıklı tohum kullanması, dayanıklı çeşitlerin kullanılması, dengeli gübreleme yaparak kalitenin artacağını hem de verimin yüksek olacağını anımsatan Boyraz, kimyasal ilaçlamanın alternatifleri arasında, kültürel, fiziksel, hukuksal mücadele yöntemleri de olduğunu söyledi.

Bitki hastalıklarının çoğunun dış ülkelerden geldiğini savunan Boyraz, şöyle devam etti:

“Özelikle dış karantina uygulamalarının çok sıkı olması lazım. Mesela domatesteki tuta hastalığı domates güvesi dediğimiz ülkemize yeni giren bir zararlı. Patatesteki kanser hastalığı nedeniyle Niğde ve Nevşehir bölgesinde 150-200 bin dekarlık alanda patates üretilemiyor. Bu hastalığın görüldüğü tarlalarda üretim yasaklandı. Bu tür hastalılar, 2000 yılına kadar ülkemizde yoktu ama dış ülkelerden gelen tohumlardan girdi.y

KONYA (A.A) - İbrahim Yozoğlu
Hurriyet

2 yorum:

aulger dedi ki...

Bakanlık binlerce aldığı Ziraat Mühendislerini gıda denetimlere göndereceğine, çiftçilerimizi zirai ilaçlar konusunda bilinçlendirsin. Ziraaat Mühendisleri daha kendi görevlerini doğru düzgün yapmalarına fırsat verilmeden Gıda üretim yapan yerlere denetimlere gönderilmesi, Bakanlığın personel yönetimin iyi yapılmadığının, doğru işe doğru insan politikasının yürütülmediğinin en iyi kanıtıdır.

nebuchadnezzar dedi ki...

Pestisit numunesi almak o kadar zor ki... İzlenbilirlik ilkesi hiçbir zaman uygulanmıyor. Birincil üretici kafasına göre takılıyor ve sonraki tüm aşamalarda ise aynı zihniyet ilerliyor.. Bu yüzden pesitisit numunesi almak bnm gibi denetçiler için ızdırap... bu yüzden denetim hallerde başlasa yeter... bir birim oraya yerleştirilse veya hallerin bulunduğu ilçelerde bu şekilde bir ilçe müdürlüğünde personel arttırılsa... hallerde pestisit lab. kurulsa bakanlığa ait züper olur...